Merhaba! Buradan acil olarak yetkililere seslenmek istiyorum. Yönetmen kardeşler, dostlar lütfen ve ne olur sesime kulak verin. Biliyorum hepiniz yoğun çalışan insanlarsınız, kim bilir belki başınızı kaşımaya bile vaktiniz yok lakin benim bir maruzatım olacaktı sizden ötürü.
Şimdi bu dizilerde bas bas bağırarak tüm boyun damarlarını ortaya çıkarmak suretiyle görevini icra eden arkadaşlar var ya; sizden ricam, icra etmesinler. Sanat dünyasının bu kısmında da mutlaka her alanda olduğu gibi bir jargon durumu söz konusudur. İşte ben kendimce bu sektöre bir sıfat eklemek durumunda hissettim kendimi. Eksikliği gördüm, havayı da iyi koklayarak, o boşluğu ben doldurayım dedim. Rumuz ‘vücut dilini hor kullananlar’. Şimdi bu ne demek diye sorabilirseniz. Hemen bir açıklama getireyim duruma. Ey güzelim boğazını yırtarcasına bağıranlar, damarlarına neredeyse patlatma noktasına gelecek seviyede gerenler, işte bu oyuncuları hep vücudunu hor kullananlar kategorisinde değerlendiriyorum ben. On adet gözyaşı dökeceğim diye, sinirden elim ayağım titriyor durumunu karşıya yansıtacağım diye kendini bu noktalara getirmemeli insan. O damarlarda oluşan basınca yazık değil mi güzel kardeşim? Al bir tansiyon aleti ölç Allah aşkına, dediğime geliyor musun; onu da öyle konuşuruz. Bak bu kadar sert çıktığıma da bakma, konuşarak halledebiliriz. Bu deyime de bayılmışımdır, çaresizlikte son nokta hissi uyandırmıyor mu insanda? Sen şimdi bu işi para için, kendini kabullendirmek keza kendini sevdirmek için yapıyor olabilirsin. Lakin sana minik bir tavsiye, Netflix’in özlem mailleri var ya, emin ol hiç kimse seni Netflix’in seni özlediği kadar bile özlemeyecek. Ben sana demiyorum ki; var sen git sigortalı maaşlı bir iş bul diye. Yap, yine yap ama hobi olarak yap. Ben şahsen tahammül edemiyorum, bu sese bu görüntüye; her şeyden önce resim kötü. Anlatabiliyorum değil mi güzel kardeşim? En nihayetinde bu işi böyle desibel aşımına uğramadan layığı ile yapan insanlar da var. Bir bak, gözlemle, gayet sade duru ve naif bir şekilde oynamak istemez misin sen de? Seni ekranda görmek isteyelim, bir süre yoklunda ‘bir İlhan İrem vardı ona Ne oldu’ moduna geçelim. Özleyelim seni istemez misin? Çalış çabala lakin olmuyorsa da vazgeç. Çünkü bu işin hamurunda yetenek çok önemli. Var ya da yok ortası söz konusu değil. Bunu anlamak için yardım da alabilirsin, hatta almalısın. En nihayetinde insanın kendini tahlil etmesi zor bir durum. Ama ne yap ne et düzgün bir yola gir. Sana sabır ve başarı temennilerimi gönderiyorum. Kim bilir belki de ‘Oscar goes to’ cümlesi senin için yankılanacak şöyle koca bir salonda. İnan bana ben de alkış ve tezahüratlarımla oracıkta en birinci destekçin olarak bulunacağım. Hasta la vista kanka 😉